top of page

HADÄ° BERABER KÄ°TAP YAZALIM

“Yapabilirsiniz, yapmalısınız ve baÅŸlayacak kadar cesursanız, yapacaksınız.”
- Stephen King

Hadi Beraber Kitap Yazalım tam olarak ne? 

​

“Hadi Beraber Kitap Yazalım” otuz hafta sonunda kendinize ait bir kitaba sahip olmanızı amaçlayan bir proje. 

​

Özellikle, yazmak konusunda kendisini geliÅŸtirmek isteyen; yazma alışkanlığı, sözcük bilgisi, özdisiplin ve psikolojik derinlik kazanmak isteyen herkesi davet ediyor.

​

Instagram hesabımdaki duyurusunu okuyabilirsiniz.

 

 

Süreç nasıl iÅŸliyor? 


1. Her hafta Instagram'da bir soru soruyorum.

​

Bu sorular,  “Kendinizi en cesur hissettiÄŸiniz an” “hatırlayabildiÄŸiniz en eski anı” “yaptığınız bir haksızlık” gibi okuyucularla baÄŸ kurmanızı saÄŸlayan, kiÅŸisel hikayenizi ortaya dökebileceÄŸiniz psikoloji ağırlıklı sorular oluyor.

 

 

2. SorduÄŸum soru hakkında bir yazı yazıp bana gönderiyorsunuz.

​

SorduÄŸum soru hakkında teslim tarihine kadar bir yazı yazıp email adresime gönderiyorsunuz. Kelime sayısı, uzunluk, üslup konusunda bir sınırlama bulunmuyor ancak aÅŸağıda belirttiÄŸim tavsiyeler ışığında, okuyucu odaklı bir yazı olması gerekiyor.

 

Teslim tarihi: soruyu sorduktan sonraki ilk pazar günü

Email: huzursuzb@gmail.com

​

Yazar olarak kullanmak istediÄŸiniz ismi de belirtiyorsunuz. Her ne kadar gerçek isimle yazmak kulaÄŸa hoÅŸ gelse de, bu, bazı soruları içtenlikle yanıtlamak istediÄŸinizde zorluk çıkarabiliyor.

 

Yazar arkadaÅŸlarımla whatsapp üzerinden iletiÅŸime geçiyorum. Telefon numaramı Instagram'dan mesaj atarak öÄŸrenebilirsiniz.

 

 

3. Yazdığınız yazıyı düzenleyip, bir sonraki Huzursuz Bülten'de yayımlıyorum.

 

Yazdığınız yazı uygunsa, dil bilgisi ve yazım hatalarını kontrol edip düzenliyor ve bir sonraki haftalık bültende paylaşıyorum.

​

Uyarılarımı ve tavsiyelerimi de yazar arkadaşlara iletiyorum.

​

​

4. Yazdıkça havuzunuz doluyor ve sonunda kitap çıkaracak kadar yazınız oluyor.

​

Her hafta soruları yanıtladıkça yazılarınız birikiyor. Otuz hafta sonunda kitap çıkaracak kadar yazınız oluyor.

 

Bu konuda da size destek oluyorum ve e-kitap formatında kitap çıkarmanıza yardım ediyorum.

​

Geçen sene yazdığım yazılarla yarattığım ekitabı anasayfada bulabilirsiniz.

​

​

5. DilediÄŸiniz zaman baÅŸlayabilirsiniz.

​

Sorular otuz haftayla sınırlı deÄŸil, sürekli devam edecek. Dolayısıyla bu projeye dilediÄŸiniz zaman baÅŸlayabilir, bazı konuları atlayabilir, hatta geçmiÅŸ konular hakkında yazı gönderebilirsiniz.

​

Haftalık bültenler organik olacak; aradan zaman geçse de, gönderdiÄŸiniz yeni yazıları ekleyeceÄŸim.

​

​

​

Önemli not: 


AÅŸağıda on maddelik bir tavsiye listesi bulacaksınız. Süreç boyunca Instagram hesabımdan yazma tavsiyeleri vermeye devam edeceÄŸim. ÖÄŸrendiÄŸiniz yeni bilgiler ışığında eski yazılarınızı güncellemek istediÄŸinizde email atmanız yeterli olacak, sizin için bu yazıları güncelleyeceÄŸim.

​

Birazdan okuyacağınız tavsiye listesini de yeni bilgiler ışığında sık sık güncellemeyi planlıyorum. Ara sıra bakmanızda fayda var.

​

Ä°yi yazmalar!

​
 

HUZURSUZ
YAZMA TAVSÄ°YELERÄ°

1. Asıl olan konu değil otantikliktir.

VerdiÄŸim konular bazen size pek parlak gelmeyebilir. Kendinizle ilgili ortak bir nokta bulmakta zorlanabilirsiniz. Bu gibi durumlarda soruya daha geniÅŸ açıdan bakmayı deneyin.

 

Roy Peter Clark, “Yazma UÄŸraşı’nda ÅŸöyle der:

 

“Anneler Günü ile ilgili bir yazı yazın,” dediklerinde son karar mercii sizsiniz; anneler hakkında mı büyükanneler hakkında mı yazacağınız size kalmış. Ä°sterseniz Tabiat Ana hakkında bile yazabilirsiniz. Ä°yice abartayım diyorsanız , içinde anan geçen küfürleri yazabilirsiniz.”

 

Önemli olan konu deÄŸil, kendinizi konuya nasıl dahil edebildiÄŸinizdir.

 

Tema ne olursa olsun, onu hikayeleÅŸtirebilirsiniz.

2. DüÅŸünceleriniz önemli.

Yazma konusunda duayen William Zinsser, genç yazarların kendisine sık sık “ben kimim ki kendi düÅŸüncelerimi söyleyeyim?” diye sorduÄŸunu söyler.

 

“Ben de onlara ‘sen kimsin ki kendi düÅŸüncelerini söyleyemeyesin’ diye yanıt veriyorum” der Zinsser,

“Yalnızca bir tane sen varsın. BaÅŸka hiç kimse ne aynı ÅŸekilde düÅŸünebilir, ne aynı ÅŸekilde hissedebilir."
 

Ä°ster çocukluk anılarımız, aÅŸk yaÅŸantımız, ister siyasi fikirlerimiz, veya gündeme dair düÅŸüncelerimiz olsun, gerçek duygularımızı ve düÅŸüncelerimizi yalın bir ÅŸekilde paylaÅŸtığımızda her yazı ilgi çekici hale gelebilir.

 

Çünkü güneÅŸin altında her söz söylenmiÅŸ olsa bile, henüz bizim tarafımızdan söylenmemiÅŸtir.

3. Basit yazın.

Bir cümleyi, hatta bir paragrafı ne kadar severseniz sevin, çıkartıldığında metinden bir ÅŸey eksilmiyorsa yok edilmesi gerekir. “Sevdiklerinizi öldürün” der ustalar. Buna alışıyorsunuz merak etmeyin.

 

Hatta zevk bile almaya başlıyorsunuz.
 

Gereksiz kelimeler, ÅŸatafatlı süslemeler, anlamsız terimleri okumaktan hoÅŸlanmayız.

 

Cümleyi olabildiÄŸince basitleÅŸtirin. 
 

Zinsser: “Yazınızın içinde karışıklık arayın ve acımasızca bunları budayın. AtabildiÄŸiniz her ÅŸey için minnettar olun.” der.

​

4. Ä°lk taslaklar her zaman berbat olur.

Anne Lamott’un yazarlık kitabının bir bölümünün ismi pek hoÅŸtur: “Boktan Ä°lk Taslaklar”

 

Åžöyle yazar Lamott:


“Tanıdığım yazarların çoÄŸuna ve bana göre, yazma eylemi öyle mest edici bir ÅŸey deÄŸildir. Aslına bakarsanız bir ÅŸey yazabilmenin tek yolu gerçekten ama gerçekten boktan ilk taslaklar yazmaktır.”
 

Bunu ilk kez okuduğumda nasıl rahatladığımı anlatamam.
 

Önceden, kelimelerin bir çırpıda içimden gelmesi gerektiÄŸine inanırdım. Artık önemli olanın bir ilk taslak çıkarmak ve onu keserek, biçerek bir yazıya dönüÅŸtürmek olduÄŸunu biliyorum.

5. Yazmak aslında yeniden yazmaktır.

“Yazmanın bitmiÅŸ bir ürün deÄŸil, evrimleÅŸen bir süreç olduÄŸunu anlayana kadar iyi yazamazsınız.” der William Zinsser; “Kimse sizden bir seferde, hatta ikinci denemenizde bile iÅŸinizi düzgün yapmanızı beklemiyor.”
 

Gerçekten yazarların kaybettikleri veya kazandıkları yer burasıdır. 
 

“Bütün yazı yazanlar gergin ve kolay incinir bir haldeler. Ä°çlerinden bir parçayı kağıda dökme dürtüsüyle yönlendirilirler ve yine de içlerinden doÄŸal olarak gelen ÅŸeyi yazmazlar. Kağıdın başına edebi bir eser vermek için otururlar ve yazıda ortaya çıkan o "ben" ilk baÅŸta yazı yazmak için kağıdın başına oturmuÅŸ kiÅŸiden çok daha katıdır. Asıl sorun bu gerginliÄŸin arkasındaki gerçek kiÅŸiyi bulmaktır.”


GerginliÄŸin ardındaki daha yumuÅŸak, esnek, gerçek kiÅŸiyi bulmak “yeniden düzenleme yardımıyla olur.

6. Taklit etmekte sorun yok.

Taklit ederek öÄŸreniriz.

 

Kimse kendi tarzıyla doÄŸmaz, etkilendiÄŸi diÄŸer yazarların gölgesini bulundurur yanında. Yaza yaza onlardan ayrılır, farklılaşır. Stephen King, üslup taklidinin yazar olarak yola çıkanlar için saygın bir yol olduÄŸunu belirtir, hatta bunu kaçınılmaz görür. Bir zararı da yoktur, çünkü usta bir yazarı zaten tamamen taklit edemezsiniz.


Zinsser ise önemli olanın hangi tarzda yazmak istediÄŸimizi bulmak olduÄŸunu dile getirir. Farklı türde, yüzlerce farklı metot bulunur ve söylemek istediÄŸimizi söyleyebilmemizi saÄŸlayan metot bizim için doÄŸru metottur.

 

Yazmak istediÄŸimiz tarzdaki yazarları dilediÄŸimiz kadar taklit etmemizi önerir, zamanla istesek de istemesek de, kendi tarzımız oluÅŸur zaten.

7. Güzel kelimeler kullanın.

Aynı kelimeleri sık sık kullanmayın. Benzer kelimeleri bulun. Bunun için Türkçe SözlüÄŸü ve EÅŸanlamlılar SözlüÄŸü'ne bakınmayı alışkanlık haline getirebilirsiniz.

​

Bazen, özellikle de zaman sıkıntısı yaşıyorsam, ÅŸöyle yapıyorum: tekrarlamak istemediÄŸim sözcüÄŸü online Türkçe - Ä°ngilizce sözlüklerde aratıyorum ve sözlüÄŸün bana sunduÄŸu, ona yakın diÄŸer kelimelere göz atıyorum.

 

Sözcükleri seçerken ve sıralarken kulaÄŸa nasıl geldiÄŸine dikkat edin: özellikle özne yüklem uyumsuzlukları gibi uyumsuzlukları hissedebilirsiniz. "Okuyucular gözleriyle okurlar ama aslında okudukları ÅŸeyi duyarlar.”

 

Her cümleyi tek tek okuyun ve kulaÄŸa nasıl geldiÄŸini hissedin.

8. Okuyucuları sıkmayın.

Eskiler “okuyucu, dikkat süresi yaklaşık otuz saniye olan kiÅŸidir,” der. Bu süre sosyal medya kullanımı nedeniyle beÅŸ – on saniyeye düÅŸtü. Sıradan bir okuyucu yazınızı okurken aynı anda birçok farklı uyarana maruz kalıyor. Dolayısıyla en ufak bir duraklamada dikkatini kaybedebiliyor.

 

Bu duraklamalara sebep olanlar: anlamsız cümle kurgusu, gereksiz sıfat ve zarf kullanımı, başı unutulan uzun cümleler, konudan sapmış ifadeler, üstünlük taslama ve samimiyetsizlik.

 

Okuyucuları sıkmayın.

9. Aktif bir dil kullanın.

Resmi gazete sayıları sıkıcı olur.

 

Arama motorunda rastgele resmi gazete ve psikolojiyle ilgili bir makale örneÄŸine tıkladım ve cümlelerin nasıl bittiklerine baktım:

 

Resmi gazete:  “atanmıştır, bildirilmiÅŸtir, belirlenmesidir, gerekli iÅŸlemler yapılabilecektir, hükme baÄŸlanmıştır.”

 

Bilimsel makale: “Türkçe kaynak eksikliÄŸi bulunmaktadır,” “amaçlanmaktadır,” “geleneÄŸi içinde deÄŸerlendirilmektedir.”

 

Bu tip metinlerin insanlara sıkıcı gelmesine şaşmamalı.

 

Usta yazarlar sık sık tekrarlar: konuştuğunuz gibi yazın.

 

"Ben" demekten çekinmeyin.

​

10. Kendinize sürekli sorun.

Yazdıklarınızı okurken cümle cümle "ne demeye çalışıyorum ben" diye sormaya alışın. "Okuyucu yazdıklarımı benim sunmak istediÄŸim gibi anlıyor mu? Yeterince açık mıyım? Kafa karıştırıcı bir ifade yer alıyor mu? Konuyu hiç bilmeyen bir insan bile yazdıklarımı anlayabilir mi?"

​

Sık sık sorun: ne demeye çalışıyorum ben?

​

Üstelik bu soruyu sadece yazılarınız için deÄŸil, whatsapp mesajlarınız, emailleriniz, sosyal medya yorumlarınız için de düÅŸünün.

bottom of page